Sinematografik ismiyle dikkatimi çekmişti ilk olarak
bu kitap. Daha sonra genç bir yazarının olduğunu öğrendim. Öykülerinin bayağı
beğenildiğini okudum. Ve haliyle okumaya
karar verdim bu kitabı. Öykü okumayı seviyorsanız ya da öykü okumak
istiyor ama bir arayış içindeyseniz kesinlikle hiç düşünmeden başlayacağınız
bir kitap. Küçücük kitaba bir sürü dopdolu öykü sığdırmış Melisa Kesmez. Ve bu
öykülere de bir sürü duygu. Öykü kitabı okumak zordur bana göre. Hele de iyi
bir öykü kitabı okuyorsanız daha da zor. Bir öyküyü bitirdikten sonra onun size
hissettirdiklerini bir süre yaşamanız, düşünmeniz gerekir. Bir süre üzülmeniz,
şaşırmanız ya da sevinmeniz. Bir yandan da diğer öyküye geçmek için
sabırsızlanırsınız eğer iyi bir öykü kitabı okuyorsanız. Böyle arada kala kala
okursunuz öykü kitaplarını. Melisa Kesmez’de de aynısını yaşadım. Dilinin
gerçekçiliği, yalınlığı her bir öyküsünde sımsıkı sardı beni. Sonra hızla
bıraktı. Ben bir yandan öbür öyküyü okumak için sabırsızlanırken bir önceki
öykünün etkisi hala duruyordu. Her bir öyküsündeki karakterlerin gerçekçiliği,
olayların, durumların hep yaşamımızdan kesitler olması, dile dökemediğimiz ama
hepimizin hissettiği şeyleri böyle yalın, düz ama bir o kadar da canlı
anlatması belki de beni bu kadar etkiledi.
Yazarın Bazen Bahar adında başka bir öykü kitabı
daha bulunuyor. Onu da okumak için sabırsızlanıyorum. Ve tekrardan söylüyorum.
Kesinlikle okuyun.